Ey Caner Taslaman! Her şeyden önce bil ki, hakikate ulaşma yolculuğu, sadece akıl değil, aynı zamanda kalbin de arayışını gerektirir. “Mehdi gelmeyecek” diyorsun, bu sözünle insanların umutlarını ve inançlarını sorgulamaya teşvik ediyorsun. Ancak, Allah’ın ilahi takdirini unutmamak gerek. Yüce Rabbimiz, yaratılışın başlangıcından bu yana insanlık için bir kurtuluş, bir hidayet kapısı bırakmıştır ve bu kapıların anahtarı da Rabbimiz’in takdirinde gizlidir.
Senin de bildiğin gibi, Peygamber Efendimiz (s.a.s.), Müslümanlara Mehdi’nin geleceğini müjdelemiştir. Onun gelişi, zalimin zulmüne son verecek, mazlumun yüreğini huzura erdirecek bir ilahi kaderdir. İman edenlere ışık olacak, hidayet arayışında olanların yolunu aydınlatacaktır. İnsanların zulüm ve kargaşa içinde olduğu bu devirde, bir kurtarıcının lütfuyla yeryüzü tekrar adaletin hükmü altında parlayacaktır. Sen ise bu büyük müjdenin, insanlığa bahşedilen bu nimetin inkârında bulunuyorsun. Fakat unutma ki, inkâr etmek gerçeği değiştirmez.
İlmin, insanlara ışık tutmalı, onları hakikate yönlendirmelidir. İnsanların kalplerinde yer eden bu hakikati göz ardı etmemen gerektiğini hatırlatırım. Çünkü Mehdi’nin gelişi, sadece bir şahsın ortaya çıkışı değil; dünya üzerinde iyiliğin, adaletin ve huzurun yeniden tesisidir. Bunu, sadece bir söylenti ya da hayal ürünü olarak düşünme. Mehdi, yeryüzünde Allah'ın izniyle adaleti getirecek ve insanlara doğru yolu gösterecektir. Kibir, önyargı ve peşin hüküm, gerçeğin önünde engeldir; bu engelleri aşmak için kalbini ve zihnini açmalısın.
Sen de bu ilim yolunda, araştırmalarını derinleştirerek, inancın özüne sadık kalarak hakikate ulaşabilirsin. Önyargılardan sıyrılmak, kendi sınırlarını aşmak ve gerçekleri en samimi haliyle aramak bizlerin vazifesidir. Mehdi, bir kavram ya da masal değildir; Allah’ın izni ve iradesiyle gelecektir. Bu ilahi vaadi küçümsemek, O’nun kudretini küçümsemek gibidir. Mehdi’nin adalet ve rahmetle dolu yolculuğunu reddeden, bu yolda sadece kendi hakikat arayışını körleştirmiş olur.
Unutma ki, Allah, dilediğine doğruyu gösterir, dilediğine hakikatin yolunu açar. Sen de bu yolu araştırarak, kalbinin ve aklının rehberliğinde bu yola kulak vermelisin. Gerçeğin farkına varman, sana ve sana güvenenlere hayır getirecektir. Bize düşen, sabır ve umutla, hakikatin yolunda kalabilmektir. Hangi söz, hangi iddia olursa olsun, en nihayetinde Allah’ın rızasına talip olduğumuz yolda, O’nun dilediği zuhur edecektir.
Ey Caner! Tüm insanlık gibi senin de hakikati bulma çabanın değerini biliriz. İnancımız, sadece kendimiz için değil, tüm insanlık için bu gerçeği aramak üzerinedir. İnsanın imtihanı, kendi önyargılarının zincirlerini kırarak gerçeğe ulaşmaktır. Dualarımız, senin de bu yolda aydınlanman, Rabbimiz’in izniyle hakikatin nuruyla buluşman içindir.