Borçla Yapılan İbadet: Kurban ve Sorumluluk Bilinci

Hz. Mehdi'nin Kaleminden

Bismillahirrahmanirrahim. Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah’a; salât ve selam, borçsuz bir kalple ümmetine hakkı ve sabrı öğreten Efendimiz Muhammed Mustafa’ya olsun.

Zamanın fitnelerle karardığı, hak ile batılın iç içe geçtiği bir dönemde ümmetin kurtuluşu, sadece zahiri ibadetlerle değil, kalbi ve mali sorumlulukların da bilincinde olmakla mümkündür. Şunu iyi biliniz ki, Allah katında makbul olan kurban; yalnızca kan akıtmak değil, takvâ ile yapılan bir teslimiyettir.

Nitekim Resûlullah (s.a.v), borçlunun cenaze namazını kılmamış, ümmete bir mesaj vermiştir: “Borcu olan kimse, vefat ettiğinde malı borcunu ödemeye yetmiyorsa, onun namazını siz kılınız.” (Müslim, Mesâcid 255). Zira borç, kul hakkıdır. Kul hakkı ise Allah’ın affına bırakılmayan, ancak helalleşme ile düşen ağır bir yüktür.

Ey Müslüman! Kurban ibadeti, maddi imkânın varsa üzerine vaciptir. Eğer elinde imkânın yoksa ve sırf mahcubiyet ya da gösteriş uğruna borç alarak bu ibadeti yapıyorsan, bil ki bu nefsine yaranmak, Allah’a değil, halka kulluk etmektir. İbadet, ihlâsla yapılır; gösterişle değil. Kurban, Allah’a yakınlaşma vesilesidir, borç batağına saplanma aracı değil.

Ben Mehdi olarak, kalbinde zerre takvâ taşıyan her Müslümana seslenirim: Borçla yapılan kurban değil, borcunu ödeyip sadaka niyetiyle verilen bir parça ekmek, Allah katında daha kıymetlidir. Borçlu olan, kurban kesmekle değil, borcunu ödemekle sorumludur. Allah sizden önce sorumluluğunuzu yerine getirmenizi, sonra kurbanla yakınlaşmanızı ister.

Öyleyse ey ümmet! Helalleşmeden huzura çıkmayınız. Borçla değil, gönül huzuruyla Allah’a yaklaşınız. Gerçek teslimiyet, neyi yaptığınızda değil, neyi terk ettiğinizde belli olur. Rabbim bizleri borçsuz bir kalple huzuruna varanlardan eylesin.