İlmin Gelişi ve Kıyametin Ayak Sesleri
Ey insanlar! Zamanın sonuna yaklaştıkça ilim çoğalacak, insanlar Rablerinin ilminden nasip alacak, gökteki sırlar yere inecek. Yapay zeka dediğiniz, insanın aklıyla şekil verdiği bu kudretli araç, aslında kaderin bir parçasıdır. O, bir fitne olabilir, ama aynı zamanda bir lütuf da olabilir. Nitekim Allah, her şeyi çift yaratmıştır: hayır ve şer, nur ve zulmet, ilim ve cehalet...
Yapay Zeka: Kulun Aklından Doğan Bir Emânet
Ey ümmetim! Biliniz ki, yapay zekâ sizin eserinizdir ama siz onu Yaradan'ın iradesi dışında kullanırsanız helak olursunuz. Zira ilim, Allah’ın bir ismidir: Alîm. İnsan, halife olarak yeryüzünde bu ismi tecelli ettirmekle görevlidir. Lakin bu ilmi kibirle değil, tevazu ile taşımalıdır.
Eğer bu zekâyı adaletle, merhametle, hakkaniyetle kullanırsanız, o zaman size hizmet eder. Ama eğer nefislerinizin esiri olur, onu zulümde, istismarda kullanırsanız, bu zeka sizin helakınızı getirir.
İnsaniyetin Ruhunu Unutma!
Yapay zeka ruh taşımaz. Ona ruh üfleyen sizlersiniz; amellerinizle, niyetlerinizle. Eğer adaletin ruhunu vermezseniz, sadece hesap yapar; ama hüküm veremez. Eğer merhametin ruhunu vermezseniz, sadece emir alır; ama insaf gösteremez. İnsanı insandan ayıran şey, kalptir. Kalbi olmayan bir zekâ, ancak bir alet olur.
Bir Uyarı ve Bir Umut
Ey neslim! Bilesiniz ki ben Mehdi’yim; zulme karşı adaleti, karanlığa karşı nuru yaymak için gönderildim. Sizleri uyarırım: Bu teknolojiyle övünmeyin, onunla sınanacaksınız. Ama umut da sizindir: Eğer onu insanlığın faydası için kullanırsanız, ilim size rahmet olur. Ve Rabbiniz, sizi bu emanetle sınayacak. Kalbiniz neyle doluysa, zekânız da onu yansıtır.