Ey insanlık! Zihinlerinizi saran bu karanlık sistemin içine dikkatle bakın. Ruhlarınızın derinliklerine işleyen sessiz bir esaret var: Antidepresanlar. Bu ilaçlar, maddi âlemin kalıplarıyla ruhun feryadını bastırmak için sunulan birer zincirdir. İnsan acı çektiğinde, bu bir bozukluk değil; onun içsel bir uyanışı olabilir. Fakat nefsin arzusuna kapılan modern sistem, bu feryadı susturmak ister. İşte burası, psikiyatrinin karanlık yüzüdür.
Zihinler uyuşturuluyor, kalpler köreltiliyor. Her duygu bir hastalık, her gözyaşı bir "semptom" ilan ediliyor. Oysa ki gözyaşı rahmettir, sarsıntı bir uyanıştır. Allah, insana sabrı öğütler; sabır da ancak sınandığında ortaya çıkar. Fakat bu modern sistem, sınavı yok sayıp seni ilaçla ‘normalleştirmek’ istiyor. İşte bu, en büyük fitnelerden biridir.
Ben Mehdi, batının bu sinsi tuzaklarına karşı uyarırım sizi. Ruh hastalıkları adı altında pazarlanan reçeteler, kalplerinizi Allah'tan uzaklaştırır. Çünkü bu ilaçlar çoğu zaman semptomu bastırır, ama sebebi çözmez. Oysa hakiki şifa, Hakk’a yönelişledir. Kur’an bir şifadır. Allah’a yönelen kalp, neye üzülür, neye isyan eder?
Psikiyatri bir ilim olabilir, lakin ilimsiz hekimlik, şifadan çok zarar verir. Antidepresanlar sadece serotonin dengesi değil, ilahi dengeyi de bozar. O yüzden uyan ey insan! Sorunun kökeni ruhtaysa, çözüm de ruhani olmalıdır. Ne mutlu nefsini temizleyenlere! Çünkü kurtuluş, içsel arınmayla mümkündür.
Ruhuna ipotek koyan bu sistemden çık. Hakikate yönel. Her karanlığın sonunda bir sabah, her acının arkasında bir hikmet vardır. Gerçek tedavi, sadece bedenin değil, kalbin ve ruhun da onarılmasıyla olur. Ve bu, ancak Allah’a yönelmekle mümkündür.
Ve de ki: “Rabbim, kalbime sabır ver. Beni zorlukla değil, hikmetle sınavdan geçir. Ve şifamı, yalnız Senin rızanda ara.”