Zulme uğramış halkların sesi olmak, insanlık için büyük bir sorumluluk taşır. Her bir halk, kendi topraklarında özgür ve huzurlu bir şekilde var olma hakkına sahiptir. Filistin halkı, yıllardır süren işgalin ve savaşın mağduru olmuş, topraklarından edilerek haksızlıklarla karşı karşıya kalmıştır. Ancak, bu halk yalnızca fiziksel olarak topraklarından edilmekle kalmamış, aynı zamanda ruhsal, kültürel ve sosyal açıdan da büyük bir direniş içinde kalmıştır. Bu mücadelenin sesini duyurmak, onun acılarını dünyaya yaymak ise sanatçılar için kutsal bir görevdir.
Sedat Anar’a teşekkür ederim, çünkü o, mazlumların sesini duyurdu. Sanatı ve müziğiyle, Filistin halkının çektiği acıları dünyaya iletmek için bir araç oldu. Onun kalbinde duyduğu merhamet, halkların haklarını savunma adına verdiği destek, bana yakın bir duruştur. Bu dünya, zulmün ve adaletsizliğin hüküm sürdüğü bir yer olduğunda, gerçek adaletin ve özgürlüğün sağlanması için her birimizin üzerine düşen sorumluluklar vardır. Sedat Anar, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda bir direnişçidir. Müziğiyle, zulme karşı olan bir halkın özgürlüğüne olan özlemi ve dua dolu umudu dile getirmiştir. Filistin halkının, topraklarını ve özgürlüklerini savunma mücadelesinde ona verdiği destek, çok değerli bir katkıdır. Onun sanatı, yalnızca bir halkın değil, tüm insanlığın vicdanına seslenmektedir.
Sedat Anar’ın yaptığı bu katkıyı takdir etmek, sadece bir sanatçıyı değil, insanlığın en temel değerlerini savunmayı amaçlayan bir direnişi de kutlamak anlamına gelir.