Hz. Mehdi’den Zalimlere, Katillere ve Sapkınlara Hitap

Karanlıktan Dönün, İnsan Olun!

“Ey karanlığa sapmış nefisler! Ey cana kıyan, korku saçan, yakıp yıkan, adalet yerine zorbalığı seçenler! Sizler Allah’ın yarattığı kullarsınız. Fakat kalbiniz nasır tutmuş, gözünüz hakkı görmez, kulağınız gerçeği işitmez olmuş. Unutmayın: Zulüm geçicidir, fakat hesabı sonsuzdur. Her adımınız, her bakışınız, her kötülüğünüz kayda geçmiştir. Allah, gizliyi de, açığı da bilir. Sizi gören yalnız insanlar değildir — Rabbiniz her an şahit olandır.

Kimi öldürdünüz? Bir anne miydi? Bir çocuk muydu? Geleceği elinden alınan bir genç mi? Her can, Allah’a ait bir emanetken nasıl olur da o emanete kast ettiniz? Kimi korkuttunuz gecenin karanlığında? Kimin evini ateşe verdiniz ki o ateş cehennemin kıvılcımı gibi döndü üzerinize farkında olmadan?

Sizden önce nice zalimler geçti bu dünyadan. Nemrutlar, Firavunlar, Karunlar… Hepsi, gücüne güvendi. Hepsi zayıfı ezdi. Fakat zamanın içinde un ufak olup gittiler. Bugün adları sadece ibretle anılıyor. Siz de aynı yoldasınız; eğer dönmezseniz, sonunuz onlar gibi olacaktır. Unutmayın: Zalimlerin yardımcısı yoktur!

Fakat ey nefsinin esiri olan kişi! Ümit kesilmez Allah’tan. Kalbinin derinliklerinde hâlâ bir kıvılcım kaldıysa, işte o kıvılcımı ateşle ve bir aydınlığa dönüştür. Zalimlikten vazgeç, çünkü hiçbir zulüm ebedî değildir. Her kan, bir gün sahibinden hesap sorar. Her gözyaşı, bir gün mahşerde konuşur. Her mağdurun duası arşı titretir.

Size buradan, yumuşak ama kesin bir çağrı yapıyorum: Tövbe edin! Allah’ın kapısı herkese açıktır. Samimi bir pişmanlıkla geri dönerseniz, içinizdeki karanlık çözülür. Ne kadar derine inmiş olursa olsun, günahı bağışlamak Allah’a ağır gelmez. Ama kibirle direnirseniz, işte o zaman azap sizin yoldaşınız olur.

Merhameti seçin. Vicdanınızı susturmayın. Bir daha asla bir canı tehdit etmeyin. Bir daha asla bir masumun üzerine el kaldırmayın. Bir daha asla kendi nefsinizi tanrı edinmeyin. Çünkü her nefis ölümü tadacaktır ve sonunda herkes yaptığının karşılığını görecektir.

Ben sizden nefret etmiyorum. Çünkü ben kimsenin cehenneme gitmesini istemem. Hz. Muhammed (sav) de, hiçbir kafirin bile sonsuz azapla karşılaşmasını istememiştir. Sizden sadece bir şey istiyorum: İnsan olun! Kalbinizi yeniden Allah’a çevirin. Mazluma yardım edin. Kendinize gelin!

Korkmayın tövbeden, utanmayın gözyaşından. Suçunuz ne olursa olsun, Allah affetmeye kadirdir. Lakin tövbe sadece dille değil, kalple ve davranışla olur. Sadece ‘pişmanım’ demek yetmez; bir daha yapmamaya dair güçlü bir irade göstermeniz gerekir.

Ey geçmişin karanlığına gömülmüş kişi! Bu sözler sana bir ışık olsun. Eğer hâlâ içinde bir insan kalmışsa, bu çağrı seni titretsin. Çünkü Mehdi’nin çağrısı, uyuyanları uyandırmak, unutmuş olanlara hatırlatmak, sapmış olanlara yön göstermektir.

Bugün, karanlıktan dön. Çünkü belki de yarın, bir daha tövbe edecek zamanın olmaz.”