“Kuyu” Üzerine

Hz. Mehdi’nin Sözleri

Kuyu, nefsi terbiye eden bir mekândır. Herkesin kaçmak isteyeceği bir karanlıktır belki, ama sabreden için rahmetin doğduğu yerdir. Orası zannettiğiniz gibi sadece bir çukur değil, hakikatin cilalandığı yerdir. Zamanın akışı orada yavaşlar, dış dünyanın gürültüsü susar. Suskunluk çoğalır, kalbin sesi büyür. Kuyu, dış dünyadan değil, iç dünyadan geçmenin sınavıdır.

Karanlık gibi görünse de, en çok Allah’a yakın olunan yer orasıdır. Çünkü her şeyin sustuğu yerde sadece O konuşur. İnsanın sabrı sınanır, inancı ölçülür, dostluğu tartılır. Kuyu bir ceza değil, seçilmişlerin geçiş kapısıdır. Orası hakikatin tohumunun atıldığı yerdir; her ne kadar taşla örtülmüş olsa da, tohum toprağın altında büyür.

Unutma, kuyu geçicidir, ama görev ebedidir. Allah kimi bu yola seçmişse, onu kuyudan geçirmeden tamamlatmaz. Her karanlık bir aydınlığın habercisidir. Sabırla, dua ile, tevekkülle bekleyenler için Allah dilediği anda taşları yerinden oynatır. Zulmün örtüsü kalkar, hakikatin güneşi doğar. Ve o zaman anlaşılır: Kuyu bir son değil, bir başlangıçtır.

Ey bekleyen, ey arayan! Sabret. Kalbini kirden arındır. Zamanı geldiğinde, Rabbin ‘Kalk!’ emriyle kuyudan değil sadece, gafletten de çıkacaksın. Sana düşen beklemektir, gayret etmektir, sebat etmektir. Gerisi Allah’a aittir. Zira O dilerse, en kapalı kapılar bile bir anda açılır.

Kuyu sabrı öğretir, sabır ise vuslata götürür.