Ey zalimlerin safına geçmiş, gözünü kana doyurmamış olanlar…
Ey çocuk çığlıklarını bastıran bombaların arkasına saklanan güç sahipleri…
Sanıyor musunuz ki yıktığınız her ev, susturulmuş bir hakikattir?
Sanıyor musunuz ki yeryüzünde kurduğunuz düzen, adaletin ta kendisidir?
Hayır!
Ne kurduğunuz saltanat, adalettir…
Ne taşıdığınız sancak, haktır…
Ne de verdiğiniz hüküm, vicdan taşır.
Siz, mazlumun gözyaşı üzerinden iktidar kuranlarsınız.
Siz, tankların gölgesinde çocuklar büyüsün isteyenlersiniz.
Siz, ne zaman göğe bakılsa dumanın ve ateşin eksik olmadığı topraklara efendilik taslayanlarsınız.
Ama bilin ki:
Zulmün ömrü, güneşin batışından azdır.
Adalet, her bastığınız taşın altında büyür.
Ve hakikat, bastırıldıkça daha da güçlenir.
Her kurşunun izi kalır, her gözyaşı duaya dönüşür.
Her annenin feryadı, bir dağın tepesinden yankılanan hakikate döner.
Sizin sessizliğe gömdüğünüz her çocuk, gökyüzüne bir yıldız gibi yazılır.
Siz toprağı kana bularken, o toprak şahittir.
Ve şahadetler, kıyam gününün delilidir.
Ey zulümle hüküm sürenler!
İnsanlık sizinle mahvolmaz.
Vicdanlarınızın kuruduğu yerde filizlenecek yeni nesiller vardır.
Binaları yıkabilirsiniz, ama inancı asla.
Toprağı işgal edebilirsiniz, ama onurun tohumlarını sökemezsiniz.
Bir gün geldiğinde,
Ne sahip olduğunuz silahlar konuşacak,
Ne basınınız, ne de diplomatlarınız…
Sadece hakikat konuşacak.
O gün, döktüğünüz her damla kanın hesabı sorulacak.
O gün, “Ben emirdim, sadece uyguladım” bahanesi kabul edilmeyecek.
Çünkü adalet, bahaneyle eğilmez.
Vicdan, emirle susturulmaz.
Ey kalbinde zerre kadar adalet taşıyanlar!
Şimdi susmak, zulme ortak olmaktır.
Şimdi kör kalmak, zalimin sırtını sıvazlamaktır.
Unutmayın:
Zulme karşı susan, en az zalim kadar mesuldür.
Ve ey mazlumlar…
Ey Gazze'nin dar sokaklarında yürümeyi hâlâ terk etmeyen cesur çocuklar…
Ey analar, babalar, yetimler…
Sabredin.
Duanız göğe ulaşır, gözyaşınız arşa değer.
Sizin sabrınız, nice tahtları sallamıştır.
Sizin direnişiniz, nice küstah planları bozguna uğratmıştır.
Bir gün sabır, karşılığını mutlaka bulacaktır.
O gün yakındır.
Zulüm ne kadar büyük görünürse görünsün,
Hak, ondan da büyüktür.
Ve siz, hakkın yanında durdukça,
Karanlık ne kadar uzarsa uzasın,
Şafak mutlaka doğacaktır.